Sehıtım mehmedım

siz
ana-baba kuzusu
kınası öksüz
beliği yetimin yavuklusu
taze söğüt gölgeli
kuytu mezraların
gelincikleri

siz
bakir sevdaların düşleri
kara sevdaların
ak güvercinleri
buğday başaklarını okşayan
elma çiçeklerini koklayan rüzgar

siz
ah.. sizleri nasıl anlatmalı
neler demeli
nasıl katlanmalı
hangi kayalara vurup yüreği
nasıl susmalı

siz
zehirli kin çiçeklerinin panzehiri
siz kuzu postundaki kurtların menzili
yırtıcı vahşi namluların sevdiği
yavru ceylanlarım
size kıyanlara
hangi kitapla
hüküm vermeli

ah
birtanelerim
fidanlarım yiğitlerim
ben oturup
sevdalara
ayrılıklara
hasrete mısralar düştüğüm
tütün dumanıyla sarmal geceler bitmek bilmezken
siz
zifirinde o yalçın dağların
sancılarını taşırken
sılanın vatanın bayrağın

körpe yüreklerinizde bir kör kurşunla
sızlarken bedeniniz
kan çanağı gözlerinizdeki fer
kandil kandil nur olup
iner üstümüze

biz
gündelik
sıradan hüzünlerimizle ezilirken
siz
kör kurşunlara ikram edersiniz can kuşunu
Allahım affet
bu vebalin altından nasıl kalkarım
nasıl öderiz ki
bu yürek yangınlarının borcunu


şehidim
şehidim
ciğerparem
canımda intikam çekirdeği
vatanımın namusu
yerde mi kalır öcü
sağ mı kalır, yanına mı kalır ettiği
sana kıyan
yedi düvelin beslediği
o soysuzun uğursuzun
olan gelen soyu sopu
adı sanı
kazınmaz mı duvarlardan
sonu gelir sanmayın
tutsak etmeden onları
damarlarımızdaki kan uykusu

o mübarek
vaadedilmiş mahşere yemin olsun ki
evlatlarım kuzularım
candan aziz şehitlerim
o hain pusuların
mayınların
kurşunların düreceğiz defterlerini

siz
Yaratanın sevgilileri
and olsun ki
al kınalı anaların
ak duvaklı gelinlerin
baba demeden yetim kalan bebelerin
tükenmeye durmadan gözündeki yaş
bu hayasız güruhların
yapılacak sorgusu suali...